Bu yılın (2005 kastediliyor – çev.) yaz aylarında, Venezuella’da yeni bir partinin kurulması yolunda temel atıldı. Partinin yaklaşan kuruluşunun, örgütlü Venezuella işçileri içinde bir sürü umut canlandırmış olmasına karşın, bizdeki Venezuella devrimiyle dayanışma hareketi, bu ülkedeki devrimci solda ortaya çıkan yeni durumu ciddi biçimde inceleme zahmetine hala katlanmıyor.
OIR (farklı Trotskyist örgütlerin ve kollektiflerin 2002 yılında oluşturduğu bir birlik), çeşitli işçi kollektifleri (Venezuella’nın en büyük çelik fabrikası SIDOR’dan “Verdad Obrera Sindical”; Anzoátegui eyaletindeki petrol rafinerisinden “Opción Clasista de los Trabajadores” ile Falcón eyaletinden “Anzoátegui und Trabajadores al Poder”) ve Venezuella’nın başkenti Karakas’taki bir öğrenci örgütü, Temmuz ayını başında, “devrimci sosyalist bir işçi partisi”nin kurulması için çağrı yaptı.
Bu çağrıya, büyük çoğunluğu sanayi işçilerinden oluşan 450 dolayında kişi uydu. Bu amaçla yapılan toplantıya katılanlar arasında, Venezuella solunun en önemli internet sayfası APORREA’nın (bilgi için, bkz.: www.aporrea.org) yazı işleri üyeleri ile kimi tanınmış solcu üniversite profesörleri de vardı.
Aralarında, diğerlerinin yanı sıra, metal ve otomobil sanayinden, petrol sektöründen, elektrik santrallerinden, inşaat sektöründen ve gıda maddesi üretiminde çalışanların da olduğu işçiler ve sendikacılar, PRS’nin (Partido Revolución y Socialismo) –ki parti, sonuçta bu adı alacaktı- kuruluşu inisiyatifini desteklemek için, ülkenin en önemli sanayi bölgelerinden Caracas’a geldiler.
Katılımcı işçilerin büyük çoğunluğu, sendikaların geleneksel çatı örgütü CTV’nin (Venezuella İşçi Konfederasyonu) petrol sektöründeki sabotaja verdiği desteğe tepkinin ürünü olarak 2003 yılı Nisanı’nda kurulmuş olan UNT (Ulusal İşçiler Birliği) içinde örgütlüydü. UNT, kendi verilerine göre, bir milyonun üstünde üyeye sahip ve Venezuella sendikalarının büyük bölümünü örgütlemiş durumda. (üyelerinin çoğunluğu UNT’ye sempati duymasına karşın, CTV’den ayrılması yasal –bürokratik araçlarla şimdiye kadar önlenmiş olan önemli petrol sendikası “Fedepetrol”, bunun bir istisnasını oluşturuyor.)
Çok sayıda konuşmanın ve açıklamanın merkezinde, devrimci halk tabakalarının ve işçilerin partisini; sıkça ifade edilen “devrimi derinleştirme”ye ya da “devrim içinde devrim”i gerçekleştirmeye hazır devrimci bir partiyi kurmanın gerekliliği vurgusu vardı.
PRS’nin proleter iktidar aygıtının kurulmasında bir araç olup olmayacağı, sonuçta, hangi toplumsal ve politik güçlerin partiye gelecekte egemen olacağına bağlı değilmiş gibi, kimi konuşmacılar, yeni kurulan partiye, işçi sınıfının elinde, iktidarı alma mücadelesinde bir araç olma rolü yükledi.
Petrol, çelik ve elektrik üretimi sektörlerinden işçilerin karşı karşıya olduğu güncel konulara ilişkin çok sayıda raporun ve tartışmanın yanı sıra, “devrimci karar alma”, işçilerin denetimi ve özyönetimi üzerine tartışmalar da (bu toplantıda – çev.) önemli bir rol oynadı. Venezuella sendikal hareketi içinde de açığa çıkan bu tartışmalar bütün yakıcılığıyla sürecek.
Amacı, Devrim ve Sosyalizm Partisi’nin kurulması düşüncesinin propagandasını ilk kez geniş bir çerçevede açıkça yapmak olan bu toplantıdan kısa süre sonra, yeni partinin örgütleme komitesi kuruldu. Bu komitenin görevini, diğerlerinin yanı sıra, gelecek yılın (2006 – çev.) başında PRS’nin kuruluş kongresini örgütlemek ve özellikle UNT’nin güçlü biçimde yerleştiği sanayi bölgelerindeki (öncelikle de Carabobo eyaleti) kadın ve erkek işçileri PRS’nin düşüncelerine kazanmak oluşturuyor.
PRS’nin örgütlenme komitesinde ilk sırada, sınıf mücadeleci sendikal akımın (“Corriente Clasista” olarak tanınan, Corriente Sindical Clasista, Democrática y Revolucionaria), çoğu UNT içinde etkinlik gösteren önder kadın ve erkek sendikacıları yeralıyor. Venezuella işçi sınıfının belkide en tanınmış kadroları olan Orlando Chirino ile Stalin Pérez Borges, bu örgütleme komitesinin üyeleri (ve Corriente Clasista’nı en bilinen isimleri) olarak PRS’nin kuruluşuna yetkili konumda katılıyorlar.
Corriente Clasista’nın kimi üyeleri, önce UNT içinde hegemonya kazanmak gerektiği düşüncesinden hareketle, partinin kuruluşunun çok erken gerçekleşip gerçekleşmediğini sorguladı. Bu algılama, kimi bireylerin, Aralık ayındaki ulusal meclis seçimlerine parti adayı olarak katılmak için, PRS’nin kuruluşunu olabildiğince hızlandırdığı düşüncesinden beslendi. PRS, seçimlerde hiç bir resmi aday göstermezken, Corriente Clasista’nın çok sayıda militanı, ulusal meclis seçimlerine, Carabobo eyaletinde, Stalin Pérez Borges tarafından oluşturulan bir listeyle katıldı.
Sonuçta, Corriente Clasista’nın büyük kesimi, PRS’nin kuruluşuna katılmış oldu. Bu politik örgüt, yalnızca PRS’nin Venezuella işçi sınıfının en bilinçli kesimleriyle olan bağından dolayı, Marksistlerin ilgisini hak etmektedir.
PRS, ideolojik-kuramsal olarak Morenizmin (Arjantinli Trotskyist Hugo Bressano’dan – asıl olarak Nahuel Moreno olarak tanınıyor- kuramsal mirası üzeerinde yükselen bir uluslararası Trotskyist akım) güçlü etkisiyle damgalanmaktadır. Morenizm, Trotskyizmin Venezuella’da tarihsel olarak en önemli akımını oluşturmaktadır. PRS Örgütleme Komitesi’nin, ekinde Venezuella toplumu için bir geçiş programı oluşturmaya çabalayan ilk yazılı dökümanı, “LabourNet-Austria”da yayımlanmıştı (bkz. www.labournetaustria.at, Rubrik Archiv, 2005).
PRS’nin kuruluşu çağrısı, bu projeye karşı yoğun saldırılara ve polemiklere yol açmış durumda. Başta, “Bolivya Halk Cephesi projesi”nin Stalinist izleyicileri, eskiden beri bilinen tarzda, birlik adına, karşı devrime ve emperyalizme hizmet ettiğini varsaydıkları PRS’nin kuruluşuna karşı olmada birbirleriyle yarışıyorlar.
Trotskyist solun bir kesimi de PRS’i, Trotskyizmin „sektler ormanı“nda bir diğer figür olarak sınıflandırıyor.
Kesin olan şu ki, PRS’in önemi ve potansiyeli, ilk olarak onun Corriente Clasista dolayımıyla Venezuella sanayisinin çok sayıda kilit işyerine yerleşmiş olmasıdır. Binlerce kadın ve erkek sendika militanı ile işçi, son aylar boyunca PRS ile ilişkiye geçmiştir. Bunların çoğu, en ivedi sorunlarının çözümü için PRS’e yöneliyor. Böylece o, bu yolla, Venezuella proletaryasının en önemli kesimi içinde bir etmen haline gelmiş durumda.
PRS’in sahip olduğu potansiyeli Venezuella işçi sınıfının bir aracı olarak kullanıp kullanmayacağı sorunu, öncelikle, proleter güçlerin ve sınıf mücadeleci sendikal akımın PRS’e damgasını vurup vuramayacağına bağlı olacak.
çevirmen: Halil Celik – www.sss-sosyalizm.org